Rodos Limanı ve Yolcu Gemileri
İsmini Su Perisi'nden alan Rodos 12 adaların en büyüğüdür, Hristiyan Şövalyelerinin (St John Şövalyeleri) adası olarak bilinir. Nüfusu yaklaşık 130.000'dir. Toplam yüzölçümü ise 1400 km2 olan Rodos, Bozburun adasından 18 km uzaklıkta yer alıyor. Ekonominin temelinde meyve, tahıl, pamuk ve tütün üretimi olmakla beraber turizm de adanın önemli gelir kaynağı olarak gösteriliyor. Adaya su gemilerle taşınıyor.
Rodos: St. John Şövalyeleri'nin Adası
Bulgulara göre adanın ilk yerleşimcileri Dor'larmış. Dor'lar Lindos, Kamirus, Yalosos şehirlerinde yaşıyorlarmış. MÖ 3. ve 2. yüzyılda ada ünlü bir kültür merkezi haline gelmiş, özellikle güzel sanatlar ve resim alanlarında çok gözde olmuş. Roma İmparatorluğu döneminde ada bağımsız olmaya alışmışken Roma İmparatorluğunun parçalanması ile 1309'a kadar Bizans himayesinde kalmış. 14. yy öncesinde Tapınak Şövalyeleri olarak da bilinen St John savaşçıları tarafından fethedilen ada, Osmanlı egemenliğine kadar savaşçıların merkezi olmuş. 1522'de Kanuni Sultan Süleyman liderliğinde yapılan kuşatmadan sonra ada boşaltılmış ve ada üzerindeki Osmanlı egemenliği Türk- İtalyan savaşına kadar sürmüş. Adada 380 yıl Osmanlı hüküm sürmüş. Daha sonra İtalyanlara bırakılan Rodos, 12 ada'nın bir parçası olarak 1947'de Yunanistan'a katılmış.
Bir başka bilgi ise, 2. Beyazıt tahta geçtiğinde Şehzade Cem Sultan'ın bu adadaki 12 yıllık sürgünü. Bu adada Cem Sultan'ın evini ziyaret edebilirsiniz.
Adada yaklaşık 4000 Türk yaşıyormuş. Lozan Antlaşması'nda, İtalyan toprağı kabul edilen Rodos'ta mübadelede yapılmayarak Türklerin adada kalmasına müsaade edilmiş.
Dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen Rodos Heykeli (Kolossos), MÖ 280 yılında Dor'lar tarafından Rodos limanı (Antik Mandriake Limanı) girişinde inşa edilmiş. Ada sakinleri MÖ 305-304 tarihleri arasındaki bir yıllık kuşatmadan kurtulunca sevinçlerini bu heykeli dikerek ifade etmişler. Heykeltraş Lindoslu Khares'in yaptığı Güneş Tanrısı Helios'u simgeleyen heykel 32 metre yüksekliğindeymiş. Liman girişinde duran heykelin bacaklarının arasından gemilerin geçerek kutsandıkları ve korundukları söyleniyor. Heykel MÖ 225 veya 226'daki bir depremde yıkılmış, birkaç asır yan yatmış halde kalmış, sonrasında parçalarının kaçırıldığı, satıldığı ve gizli saklandığı rivayet ediliyor. Şimdilerde heykelin ayaklarının bulunduğu yerlere, bir dişi bir de erkek geyik heykeli yerleştirilmiş.
Liman girişinde geyik heykelleri
Mandriake Limanı'nda yanyana yer alan 3 yel değirmeni var, bu fotoğrafçılar için önemli bir adres. Ayrıca St Nikolaos Fener Kulesi'de burada bulunuyor.
Yel değirmenleri
Ada, "eski" ve "yeni" olarak ikiye ayrılıyor. Eski şehir (Hora) Ortaçağ'a ait, 6 kapıdan oluşan ve Şövalyelerin birbirine köprülerle bağlı uzun surlarlarla çevirerek inşa ettiği kalenin içindedir. 200 civarında sokağı olan ortaçağ şehri küçümsenmeyecek kadar büyük, meraklıları en az 3 saat süren bir yürüyüşü göze almalı, müze hariç.
Yeni Şehir
Kaleye Büyük Üstat Kapısından giriliyor. Kalenin içinde Arkeoloji Müzesi, Süleymaniye Camii, Türk Çeşmesi, Bizans Kilisesi, St John Locası ve Kilisesi, Deniz Kapısı, Saat Kulesi, Büyük Üstat Sarayı ve MÖ 3. yy dan kalma Afrodit tapınağı kalıntıları, Şövalyeler Caddesi ve Hipokrat Meydanı bulunmakta.
Afrodit Tapınağı Kalıntıları
Cami ve Osmanlı eserleri restorasyonu, diğer Yunan adalarında da olduğu gibi ya hiç yapılmamakta ya da Avrupa Birliği baskısı ile yapılmakta, yapılanlar da son derece yavaş ilerlemekte. Rodos'ta cami sayısı fazla ancak sadece bir camide ibadete izin veriliyor.
Süleymaniye Camii
Eski şehir'de turistler tarafından en çok ilgi gören yerlerden biri de Şövalyeler Sokağı, yani Chevaliers. Burası St John Şövalyeleri'nin yaşadığı sokak olarak biliniyor.
Şövalye'ler Sokağı
Vakit ayırmanız gereken bir başka yer ise hiç şüphesiz Arkeoloji Müzesi. Tarihin en önemli heykellerinden biri olan Afrodit heykeli bu müzede bulunuyor.
Afrodit Heykeli
Rodos şehrinin Tapınak Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş kalesi ve Orta Çağ'dan kalma mahallesi UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde.
Eski şehir'de bulunan Socrates Caddesi alışveriş yapmak için ideal, burada hediyelik eşya mağazaları ve dinlenmek için cafeler de bulunuyor.
Socrates Caddesi
Adanın batı kıyısı güzel kumsallara sahip, yolların bakımlı olması ve toplu taşımanın da aktif olmasından dolayı bir çok plaja kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Faliraki Sahili turistler tarafından çok tercih ediliyormuş. Meşhur Anthony Quin Plajı da burada bulunuyor.
Ayrıca Kalithai, Tsambika, Ixia ve merkezde bulunan Elli Plajı da yüzmek isteyenler tarafından tercih ediliyor. 1993 yılında 27 plaj altyapısından, 15'i ise doğal güzelliği ve yüzme olanaklarından dolayı ödüllendirilmiş.
Adanın kuzey ucundaki en önemli yerleşim güneydoğu sahilindeki Lindos. Lindos, Dor'lardan kalan antik şehrin üzerine kurulmuş bir yerleşim alanı. Lindos sadece tarih meraklıları tarafından değil, deniz,kum ve güneş meraklısı tatilcilerin de uğrak yeri. Sahil şeridi boyunca pek çok tatil köyü var.
Lindos Kalesi
Lindos, merkeze yaklaşık 47 km uzaklıkta bulunuyor. Biz buraya ulaşımımızı toplu taşıma ile 45 dk süren bir yolculukla sağladık. Yol boyunca sahil şeridinde bulunan tatil beldelerini ve otelleri izleyerek asıl destinasyonumuz olan Lindos Kalesi durağına ulaştık. Buradan kaleye merdivenlerle çıkabileceğiniz gibi eşekleri de tercih edebilirsiniz. Eşek tarifesi aşağıda:)
her yön tek fiyat: 5 Euro
Kalenin altında bizim Şirince'ye benzer bir köy var. Aynı Şirince gibi burada da pansiyonlar, cafeler ve hediyelik eşya dükkanları bulunuyor. Bunları arkamızda bırakarak kaleye doğru yükseldikçe muhteşem bir manzaranın bizi karşıladığını görüyoruz.
Lindos Limanı
Adeta cennetten bir köşe olan Lindos Limanı'nı görünce bir süre sessiz kalıyor ve manzaranın tadını çıkarıyoruz. Doğanın ve tarihin içiçe olduğu muhteşem yerlerden birisi daha...
Bu kalede ayrıca Lindos Akropoli bulunuyor. Akropoli’nin zirvesinde de Lindos Athena Tapınağı var, Tanrıça Athena'ya MÖ 300 de adanmış.
Lindos Akropoli
Antik dünyanın en kutsal yerleri arasında yer alan bu tapınağı Büyük İskender, Troyalı Helen ve Herakles’in de ziyaret ettiği söyleniyor.
Lindos yüzyıllar boyunca önemli ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle tüccarları, gezgin ve hacıları çeken hareketli bir merkez olmuş. Rodos Adasının stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca birçok savaşa ve baskına tanık olan Lindos’ta Romalılar, Bizanslılar, St. John Şövalyeleri ve son olarak 1523’de Osmanlılar hüküm sürmüş. Bu kültürlerin izleri hala görülüyor.
Lindos'tan tekrar merkeze döndüğümüzde bir Yunanistan klasiği olan 'Tavern' ziyaretimizi yapıyor ve hakettiğimiz ziyafeti çekiyoruz.
Bir Yunanistan Klasiği: Tavern
Bizim menümüzde Midye Saganaki (ne olduğunu anlatmayalım, ya deneyip görün ya da google'layın), ahtapot ızgara, kalamar ve tabii ki Grec Salad var.
Midye Saganaki
Bu ziyafet sonrası başka bir adaya demir almak üzere gemimize doğru yola koyuluyoruz. Rodos'a bir daha gelir miyiz diye düşündüğümüz zaman buna mecbur olduğumuzu hatırlıyoruz; zira Simi ve Samos adalarını yazabilmek için önce bu adaları ziyaret etmemiz gerekiyor ve bu adalara ulaşım çoğunlukla Rodos üzerinden sağlanıyor.
Ziyaret Tarihi: Ağustos 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder