Atina- Yunanistan

Yunanistan'ın başkenti Atina 4 milyonluk nüfusu ile adını koruyucusu olan savaş tanrıçası Athena'dan almış. Antik çağların ticaret ve kültür merkezi, Neolitik Çağ’dan bu yana önemli bir yerleşim alanı. En eski yapıların tarihi son Tunç Çağı'na dek uzanıyor.

Atina 1950 sonrası deniz yönüne doğru büyüyerek Pire ile birleşmiş. Biz de gemi ile Atina'ya 7 km olan Pire Limanı'na yanaşıyoruz. Liman, Cruise gemilerinin uğrak yeri olmasından ötürü oldukça kalabalık. Pire, Avrupa'nın 5. büyük limanı.

Pire Limanı'ndan bir Atina sabahı

Liman gümrüğünden çıkmak için oldukça uzun bir mesafe yürümek zorunda kaldık.

Atina gezimize tabi ki görülmesi gereken en önemli tarihi yapı olan Akropolis ile başlıyoruz. Denizden yüksekliği 150 metre olan bu ihtişama çıkmak için tur otobüsünden indikten sonra biraz yürümek durumunda kalıyoruz.

Akropolis'in şehirden görünüşü 

Akropolis tarihte kale ve tapınak olarak kullanılıyormuş. Akropolis'in en ünlü yapısı ise Parthenon'muş. Kentin koruyucusu Tanrıça Athena'nın baş tapınağı olarak inşa edilmiş. Parthenon büyük sütunları olan dev bir yapı, tarihte kilise ve cami olarak kullanılmış.
1687'de Venediklilerin Osmanlılara saldırısı sonrasında cami ve binanın iç bölümleri yıkılmış.
Diğer tapınaklardan Erektheion ise MÖ 5. yüzyılda Tanrıça Athena ve Tanrı Poseidon için inşa edilmiş, Bizans döneminde ise kilise olarak kullanılmış. Osmanlılar burayı konut olarak değerlendirmiş.

Akropolis

Akropolis'in dillere destan giriş kapısı Propylaion, surlarda tek açık bölüm olarak batı bölümüne MÖ 437-432 yıllarında inşa edilmiş. Ana bina ve iki kanattan oluşuyor ve kuzey kanadın duvarında freskler bulunduğu için bu bölüm 'Pinakotheke', yani 'Sanat Galerisi' olarak biliniyor.

Tapınak, tarihi boyunca gördüğü hasar sonrasında 1836'da kötü bir onarım görmüş, 1936'da yeniden onarılmış ve o gün bugündür hala onarımı devam ediyor.

Büyükşehir çalışıyor:)

MÖ 5. yy yapılan ve Propylaion'un arkasındaki açıklıkta durduğu sanılan 9 metre boyundaki Tanrıça Athena Promakhos heykeli ile Parthenon'da bulunan fildişi ve altından Athena heykelini Bizans imparatoru Justinianos'un Konstantinopolis'e (İstanbul) götürdüğü biliniyor. Bu yapıtlar 1204'te Konstantinopolis'in Haçlılar tarafından yağmalanması sonucunda kaybolmuş.

Güney yamacında ise  MS 161'de inşa edilmiş olan Herodes Atticus Antik tiyatrosu yer alıyor. Onarılan bu yapı şimdilerde tiyatro festivallerinde kullanılıyormuş. Tabi ki Akropolis'in tek antik tiyatrosu bununla sınırlı değil. MÖ 5. yy da yapılmış olan 13 bin kişilik Dionysos Tiyatrosu yer alıyor.

antik tiyatro

Eşim ve benim ortak fikrimiz, Akropolis'in hakettiği bakımda olmamasıydı.

Akropolis'ten çıkıp Atina turumuza devam ettiğimizde Ulusal Arkeoloji Müzesi'ni görüyoruz ve buradan sonra, tamamı beyaz mermerden yapılmış tek stadyum olan
Panathinaiko veya diğer adıyla Kallimarmaro (Güzel mermerli) Stadyumu'na gidiyoruz.
1896'daki ilk Olimpiyat Oyunları'nın yapıldığı stadyum, alanındaki en eski yapılardan. 

Olimpiyat ateşinin yandığı yer: Kallimarmaro

1906 Ara Olimpiyatları'nın düzenlendiği ana stadyum, 2004 Yaz Olimpiyatları'nda okçuluk müsabakaları ve maratonun bitiş bölümüne ev sahipliği yapmış. Anlaşılacağı gibi ilk meşale burada ateşlenmiş.

Atina'ya gidip Meçhul Asker Anıtı'nı görmeden olmaz. Sintagma meydanında Yunan Parlamentosu'nun önünde bulunan bu anıt Efsun Askerleri tarafından korunuyor. İlginç üniformaları (etek) ve ritüel nöbet değişimi ile bu askerler turistlerin ilgi odağı oluyorlar.

Efsun Askerleri

Sintagma Meydanının önemi büyük. Darbe yapıldığı günlerde topların, tankların ilk hedefi bu meydan oluyormuş ve tankları burada gören halk darbe olduğunu anlıyormuş. Kentin kalbi olan bu meydan bu nedenle ülkenin büyük toplumsal ve siyasi olaylarına sahne olmuş.

Parlamento Binası

Efsun askerlerinin yaklaşık 100 yıldır beklediği anıtın üzerinde Atinalı Komutan Perikles'in sözleri yer alıyor; ‘‘Demokrasi ve vatan için ölenlerin mezarı bütün dünyadır.’’

Meçhul Asker Anıtı

Anıtın yan duvarlarında ülke tarihindeki büyük savaşları simgeleyen bronz şiltler bulunuyor. Sağda bulunan ilk şildin üzerinde ‘Afyonkarahisar-Sakarya’ yazıyor. Bu şilt, 'Megalo İdea-Büyük Yunanistan' hayaliyle Anadolu'ya gidip, geri dönemeyenlerin anısına yapılmış.

Nöbet tutan bir asker

Tutulan nöbetin anlamı büyük. Her ne kadar anıtın nöbeti gibi görünsede, aslında bu askerler Yunan tarihinin nöbetini tutuyorlar.

Atina'yı biz biraz kasvetli bulduk. Binaların genel bakımsızlığı ve büyükşehir koşuşturması, gezmiş olduğumuz Yunan adalarından sonra hiç de iç açıcı gelmedi.

İlginç bir iki bilgi vererek Atina'yı noktalayalım. "Siesta" Yunanistan'ın Avrupa Birliğine girmesinden uzun bir süre sonra, Avrupa'nın itirazı üzerine kaldırılmış. Atina'lılar artık tam gün mesai yapıyorlar, bu da Avrupa Birliği'nin uyku kriteri olsa gerek!

Ve son olarak, Atina Avrupa'nın ibadete açık camisi olmayan tek başkenti.

Biz Atina'dan ayrılırken Atina'yı 'tekrar gezilecek yerler listesi'ne almadık. Bizim için bu kadar Atina yeterliydi ve yeni bir adaya yol alma vakti gelmişti.

Ziyaret Tarihi: Ağustos 2012