Meis Adası
Yüzölçümü 7.3 km², uzunluğu 9 km olan adanın 2000 yılında yapılan sayıma göre nüfusu yalnızca 406 kişiymiş, ama yaz aylarında bu rakam 1000 kişiye ulaşıyormuş. Adanın tek yerleşim yeri, yani merkezi Kastellorizo. Ada halkı temel ihtiyaçlarını daha hesaplı olduğu için kardeş şehir olan Kaş'tan sağlıyormuş; Cuma günleri pazar alışverişi, berber, hastane, giyecek alışverişi gibi.
St.John Şövalyeleri'nin egemenliğindeyken buradaki kızıl kayalardan dolayı Castelrosso (Kızıl Şato) adı verilmiş ve değişime uğrayarak şu anki hali olan Kastellorizo'yu almış.
Meis
Adada sonrasında Mısır, Napoli ve 1512'de de Osmanlı hüküm sürmüş. Osmanlılar kısa aralıklar dışında 1915'e kadar adayı ellerinde tutmuşlar. Birinci Dünya Savaşı sırasında Fransızların eline geçen ada, Lozan Antlaşması ile İtalya'ya verilmiş. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise Oniki Ada'yla birlikte Yunanistan'a bağlanmış.
Meis, Yunan anakarasından çok uzak olduğu için savaşta çok yara almış ve neredeyse kaderine terkedilmiş. Meis huzur, sakinlik arayanlar için, sigortaları kapatmak için, kitap yazmak için, saati durdurmak için tam aradığınız yer olabilir. Ada'ya Kaş'tan yaklaşık 25 dakika süren feribot yolculuğu sonrası ulaşmak mümkün olduğu gibi az sayıda da olsa Rodos'tan uçak seferi de var.
Meis'e yaklaşıyoruz
Küçük bir havalimanı olan Meis'te tek otobüs seferi de zaten havalimanına yapılıyormuş. Yaz aylarında neredeyse her gün iki firma (Meis Ferry Lines -yani Kahramanlar Turizm- ve Meis Express) Kaş'tan gidiş dönüş feribot seferi düzenliyor. Sabah 10:00 da Kaş limanından kalkış, 16:00 da dönüş yapılıyor. 'Bu kadar kısa sürede ada nasıl gezilir' diye endişelenmeyin, gezip dolaşıp, yemeğinizi yedikten sonra denize girip, bir cafede Frappe içer ve kalan süreyi de değerlendirmek için adanın merkezinde 3-5 tur bile atabilirsiniz.
Merhaba Meis
Ada bu kadar küçük ve yerleşim sadece merkezde, yani görmeniz gereken herşey yürüyüş mesafesinde. Eşim ve ben tatile çıkarken görülecek yerleri önceden planlayarak yola çıkarız. Siz de bizim gibi düşünüyorsanız Meis'e giderken rahat olabilirsiniz; otel, pansiyon, restoran, cafe, görülecek yerler elinizin altında ve sınırlı sayıda. Ne giyeceğinizi de planlamanıza gerek yok; şort, terlik ve mayo. Biz pazar sabah 09:00 da Kaş'ta Kahramanlar Turizm'e pasaportlarımızı teslim ettikten sonra Noel Baba Cafe'de kahvaltımızı yaptık. Burası Meis yolcularının buluşma noktası. Geçiş için Schengen Vizesi ya da Yeşil Pasaport gerekiyor. Eğer ikisi de yoksa bu firmalardan biriyle irtibata geçebilirsiniz. Pasaportları kalkıştan bir saat önce teslim alan tur şirketleri çıkış işlemlerini toplu bir şekilde yapıyor (çıkış harcını da sağlıyorlar).
Meis Express
Pasaportları Kaş'tan ayrıldıktan hemen sonra feribotta geri teslim ediyorlar zira Meis'e girerken pasaport polisine şahsen pasaportunuzu göstermeniz gerekiyor. Pasaportlar Meis'te bulunduğunuz sürede poliste kalıyor, Kaş'a geri döndüğünüzde tur yetkilileri giriş işlemlerini yine toplu olarak hallettikten sonra size geri veriyorlar. Şu ana kadar bir çok limanımızdan Yunanistan'a gidip geri döndük ancak hiç bir limandan bu kadar rahat çıkış yapmadık; sıra yok, gecikme yok. Bravo Kaş, bravo Meis, bravo tur firmaları ve tabii buna izin veren yetkili makamlar.
Meis'e denizden yaklaşırken şirin mimariye sahip, rengarenk Rum evlerini, büyük bir kısmı yıkılmış kaleyi, Osmanlı Cami'sini görüyoruz.
Osmanlı Camii
'Lego' evler fotoğraf tutkunları için modellik yapmaya hazır bekliyor. Bir konteynerın içi olan gümrük polisini geçtikten sonra gözümüze çarpan ilk olarak mini duty free shop oluyor. Eğer aynı gün içerisinde dönecekseniz saat 15:00 dan sonra alışveriş yapmanıza müsaade ediliyor.
Lego evler
Gümrüğün hemen karşısında bir anıt ve minik bir meydan dikkatimizi çekiyor. Kurumuş çelenklerden anladığımız kadarıyla resmi törenler burada yapılıyor ki zaten adanın başka bir yerinde böyle bir meydan da görmedik.
Meydan
Acaba nereden başlasak diye düşünürken 1755 yılında yapılmış Osmanlı Camii'ne doğru yürüyoruz. Osmanlı tarafından adaya yapılan ilk ve tek cami şu anda müze olarak kullanılıyor. Pazartesi günleri dışında ziyarete açık.
Kaleye giderken bir kare
Biz caminin arkasına doğru devam eden patikadan manzarayı izleyerek devam ederken bu patikanın bizi 1379-1383 yılları arasında St John Şövalyeleri tarafından yapılmış kaleye götürdüğünü anlıyoruz. Kalenin büyük bir kısmı yıkılmış ancak yukarıya çıktığınızda Meis'in panaromik görüntüsünü fotoğraflayabilirsiniz. Kaleye doğru giderken karşınıza görülmesi gereken arasında olan Likya mezarı ve arkeoloji müzesi çıkacak.
Meis'in simgesi:Çapa & Kalp & Haç
Kalenin arkasında daracık sokaklarda plansızca yürürken karşımıza Mandriake Limanı ve koyu çıkıyor. Meis'e gelmeden önce yapmış olduğum araştırmada ana limanın doğusunda bulunduğunu okumuştum ancak bu kadar yakın olacağını ve biz dolaşırken kendiliğinden karşımıza çıkacağını düşünmemiştim; ada işte bu kadar küçük!
Mandriake Limanı
Mandriake Limanında doğanın bütün güzelliklerini izleyip, ölümsüzleştirdikten sonra dik bir yokuş çıkarak yine tesadüfen, görülmesi gereken yerler arasındaki Mediterraneo Cafe'nin bulunduğu meydana çıkıyoruz.
Mediterraneo Cafe
Burada en iyi yabancı film Oscar ödülü alan 1991 yılı yapımı Mediterraneo adlı film çekilmiş. Meis dönüşü filmi izledim, ikinci dünya savaşında adaya gönderilen ve adada 3 yıl geçiren bir grup İtalyan askerinin başından geçenleri anlatıyor. Bu cafe özellikle İtalyan turistlerin uğrak yeriymiş.
Mediterraneo Cafe
Aynı meydanda Mediterraneo Cafe'nin karşısındaki St.Constantine ve Elena Kilisesi de görülecekler listemizde. Bu kilisenin bu kadar bakımsız ve kapalı olmasından ibadete açık olmadığını anlıyoruz.
St.Constantine ve Elena Kilisesi
Adada bir de St.George Manastır'ı olduğunu okumuştum ancak biz sıcak yaz günü öğle vakti tepede bulunan bu manastırı ziyaret etmedik. Peki Meis'e kadar gittiniz ve denize girmek istiyorsunuz; caminin önünden ve Megisti Otel'in önünden girebilirsiniz ama deniz taksilere dikkat edin. Zaten siz dikkat etmezseniz onlar size dikkat ederler:)
Meis'in lego evleri
'Küçücük adada deniz taksinin ne işi var' diye soracak olursanız, Blue Cave'e (Mavi Mağara) ulaşım için. Deniz taksilerle bu mağaraya sabah gidiyorsanız mağaranın içine kadar size servis verebiliyorlarmış ama öğleden sonra gittiğinizde deniz yükseleceği için, mağaranın dışında sizi suya bırakıyorlarmış, bu durumda mağaraya yüzerek girmek zorunda kalabilirmişsiniz. Mağara sonrasında da isterseniz St.George (Aya Yorgi) plajında soluklanabilirsiniz.
Meis sokakları
Bu kadar gezdik, adada görülmesi gereken yerleri bitirdik, yemek zamanı dediğimizde To Paragadi, Alexandra, Lazarakis Tavern (daha önceki yazılarımızı okuyanlar hatırlar, bizim bildiğimiz müzikli taverna değil, Yunanistan'da restoranlar için kullanılan isim) arasında tercih yapmak durumunda kalıyoruz ve oyumuzu To Paragadi'den yana kullanıyoruz. Bahsettiğim Tavern'lerin hepsini ve daha fazlasını sahil şeridi boyunca göreceksiniz, tek yapmanız gereken seçmek.
Tavernler sıra sıra
Biz To Paragadi'den memnun kaldık. Menümüzde Alfa (Yunan birası), Grec Salad, peynir Saganaki (daha önce diğer adalarda yediğimiz ve çok beğendiğimiz kızarmış peynir), kalamar tava, Simi Karides (Simi adasına ait bir tarif; kabuğu ile kızartılmış minik karidesler, kabuğu soyulmadan çıtırdatılıyor) vardı. Bu menü karşılığında Kaş'a oranla çok daha makul bir hesap ödediğimizi rahatça söyleyebiliriz.
Peynir Saganaki
Yemekten sonra yine sahil şeridi boyunca yer alan kafelerden birine oturuyoruz. Ben Frappe'mi (soğuk kahve) içerken eşim de Türk tatlılarına yakın ama ismini unuttuğumuz(Meis'in özel tatlısı imiş, bol cevizli ve şerbetli bir hamur tatlısı) bir tatlıyı tercih ediyor. Bu sırada uzaktan Kaş'ı izliyoruz ve Meis'in yorumunu yapıyoruz. Adada bu kadar İngiliz turist olması adanın ulaşımını ve nüfusunu göz önünde bulundurduğumuzda bizi şaşırtıyor.
enfes Frappe ve harika bir arka plan
Ada merkezinde bir kaç tur daha attıktan sonra magnet ve Uzo'larımızı alıp feribota doğru yola koyuluyoruz. Feribotun hareket saatini beklerken oyuncu Caretta'ların animasyonu ile karşılaşıyoruz. Çok da küçük olmayan bu sevimli arkadaşlar sadece bir kez değil, bir çok kez dalıp tekrar yüzeye çıkıp bir kaç fotoğraf karesi almamıza müsaade ediyorlar.
poz veren bir Caretta
İnsanlardan ve teknelerden kaçmayan bu Caretta'ların rahatlığı dikkatimizi çekiyor ve kendi adımıza üzülüyoruz. Biz Kaş'ta bu canlıları su altında görmek için hazırlık yapıp metrelerce derine dalıp (scuba) bazen hiçbir şey görmeden çıkarken, Kaş'a bu kadar yakın mesafede onlar insanlara entegre olmuş durumdalar.
Meis: fotoğraf meraklıları için doğal bir stüdyo
Meis'te konaklamak isterseniz sizler için bir kaç isim not aldım; Megisti Otel, Kastellorizo Pansiyon ve Mediterraneo Otel.
Mediterraneo Otel
Meis'te otel ve pansiyon fiyatlarına baktığımızda, son yıllarda her şeyin fiyatında tavan yapmış Kaş'a göre daha uygun fiyatlar göreceksiniz.
Biz Meis'ten genel olarak çok memnun kaldık. Bir gün kafa dinlemek üzere tekrar buluşmak üzere Meis, şimdilik hoşçakal.
Ziyaret Tarihi: Temmuz 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder