Linz, Avusturya'nın kuzeybatısında Tuna Nehri yanında yer
alan bir şehir. Yukarı Avusturya eyâletinin başkenti. Şehir nüfusu 190.000 civarında, fakat
civarındaki kasabalar ve banliyölerle 407.000'i bulmakta.
Diğer Avusturya şehirlerine kıyasla Linz’de turistik açıdan
gezilmesi gereken çok da fazla yer yok. Görülmesi gereken yerler arasında
Mauthausen – Gusen toplama kampını birinci sıraya koyuyoruz; şu anda kullanılan ismi ile Mauthausen Memorial. Merkeze 15-20 km uzaklıktaki bu kampa tren ya
da otobüs ile ulaşım mümkün. Tren ile giderseniz kısa bir mesafe için taksi
tutmanız gerekiyor. Biz buraya gitmek için Hauptbahnhof (ana tren istasyonu)önünden
kalkan bir otobüsü tercih ettik. Bir ara durakta indikten sonra yaklaşık yirmi
dakikalık bir yürüyüşten sonra kampa ulaştık. Kampın ürkütücü havası daha
girişe ulaşmadan önce kendisini fazlasıyla hissettiriyor.
Mauthausen Toplama Kampı
II. Dünya savaşı sırasında bu kampta büyük bir vahşet
yaşanmış; 122.000 kişi (yazı ile yüzyirmiikibin) ya ölmüş, ya ölüme terkedilmiş
ya da direkt olarak Nazi subayları tarafından öldürülmüş.
Mauthausen Memorial
Herkes toplama
kamplarını Yahudiler’le özdeşleştirir, oysa gerçek farklıdır. Hitler rejimi faşizmin
karşısına dikilen ya da üstün ırk projesine tehdit olarak gördüğü herkesi bu
kamplara toplamıştır. Ruslar, Bulgarlar ve İtalyanlar başta olmak üzere çingeneler, Yahudiler ve
hatta eşcinseller bile bu kamplara tıkılmıştır.
Kamp girişi ön avlu
Burada yaşanan vahşeti ve insanlık
ayıbını anlatmaya kelimeler yetmez. Ölümlerin pek çok sebebi vardır.
- kampa getirilirken ölenler,
- yer yokluğundan ötürü kampın önündeki toplama alanında ölüme terkedilenler,
Karantina için kullanılan alan
- bulaşıcı hastalıklara yakalanarak ölenler,
- Nazi doktorlarının insanlık dışı deneylerine kurban gidenler(bir organı alınan insanın ne kadar hayatta kalacağını test etmek gibi),
Otopsi odası
- duş alma bahanesi ile gaz odalarına sokularak katledilenler,
Gaz odası
- kampı çevreleyen tellerden kaçmaya çalışırken 380 volt elektrik akımına kapılanlar,
- kampı çevreleyen tellerdeki 380 volt elektrik akımına atlayarak intihar edenler,
380 v elektirikli teller
- bulaşıcı hastalıklar kaparak krematoryum’da yakılanlar,
Krematoryum
- kaçarken vurulanlar ya da kamp çevresinde soğuktan ölenler,
kelimeler kifayetsiz kalıyor…
Eylül 2014 düzeltmesi: Sayfanın gördüğü ilgi üzerine bir kaç fotoğraf karesi daha ekliyoruz.
Eylül 2014 düzeltmesi: Sayfanın gördüğü ilgi üzerine bir kaç fotoğraf karesi daha ekliyoruz.
İtalyan'lar anısına
Slovenya anıtı
Macar'lar anısına
Rus'lar anısına
buradan kaçış yok
ölenler arasında Türk vatandaşları da bulunuyor
kampın girişinde pek çok milletten özür dilenmiş
insanlık dramına şahit koğuşlar
koğuşlara bitişik banyo
disiplin koğuşları
koğuşların bulunduğu barakalar
Şu gün bile kampın her metrekaresi ayrı bir acı, ayrı bir
korku taşıyor. Ölülerin yakıldığı krematoryum adeta hala ceset kokuyor, gaz
odasının duvarları hala ölüme boyanmış. Adeta tüylerimin diken diken olduğu, midemin
bulandığı, gözlerimin dolduğu ve kalbimin sızladığı bir yer burası. Çok değil
daha 75 yıl öncesinden bahsediyoruz, bu kadar yakın bir tarihte bu kadar büyük
bir insanlık ayıbını açıklayabilmek imkansız.
Yaşadığımız büyük şoktan sonra merkeze geri döndüğümüzde
oldukça büyük, uzun ve neşeli bir alışveriş caddesi, Landstrasse karşımıza
çıkıyor. ' Şöyle bir gezip, çıkalım' diyeceğiniz bir cadde değil; oldukça hareketli ve
keyifli. Bizim şansımıza gittiğimiz tarihlerde(13-14 Eylül 2013), cadde boyunca
standlarda yerel lezzetlerin tanıtıldığı bir etkinlik vardı. Cadde tramvay
trafiğine tamamen kapatılmıştı, yerel halk
kurutulmuş et, peynir, bal, bira, şarap, balık ve onlarca çeşit patiseri’yi
hem satışa çıkarmış ve hem de tadıma sunmuştu. Bu kadar izzet ikramı geri
çevirmek olmazdı, yedikçe yedik.
Yöresel etkinlik
Landstrasse’dan Tuna nehrine doğru devam edildiğinde nehre
gelmeden karşınıza Hauptplatz çıkıyor. Avrupa'nın her kentinde olduğu gibi
burası da kafe ve restoranlar ile keyiflenen bir meydan. Meydana bakan Altes
Rathaus görülecek yerler arasında.
Hauptplatz’ı arkamıza alarak devam ettiğimizde köprü ile
Tuna nehrini geçiyoruz; köprünün bittiği yerde sağ tarafta Art Electronica
Center yer alıyor. Saat 17:00 olmuştu, bu nedenle ne yazık ki biz burayı ziyaret
edemedik.
Tuna nehri
Eğer Linz’i yüksek bir noktadan görmek isterseniz,
Pöstlingberg adındaki kaleye çıkabilirsiniz.
Son söz: Savaş kötü, ancak ırkçılık da en az onun kadar kötü.
Ziyaret Tarihi: Eylül 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder